23 Kasım 2013 Cumartesi

23.Kasım.2013



Gönlümüzü bazen yıkar gider ufacık bir ima.Bazen bir bakış yerin dibine sokar seni.Yüreğini pır pır ettiren korkuların gün gelir buluverir, yada neyi küçümsedin, eleştirdiysen onunla karşılaşır hatta bazen yapıverir bulursun kendini.

Buz gibi bir hava eserse birgün o an gülümse bi, kendin için önce bir gülümse hayata, biraz sus sonra.Sonra karar ver; kalbini mi dinlendirmen daha iyi, yoksa zihnini mi? Cevap vermeli mi, yoksa değmeyecek biri mi? Sükutun mu bu sefer kılıcın, okkalı sözler mi? Her şeyden önce kalp kırmaya değer bir mesele mi? Öfke anında dudaklarından dökülenler nefsin içinse, boşver, sükutun altındır işte o zaman.Ama yanlışa mahal vermeyecek bir cümlen ise,karşındakinin kırılacak olan kalbi değil de nefsiyse, söylemeden gülümse, sonra yumuşacık işle o yerin dibine sokmaya çalışan bakışları, öyle sessizce ve usulca haykır ki utanarak indirsin yere gözlerini..
Unutma sormayı kendine; cevap vermen kalp kırmaya değer mi? yoksa cevabın bir yanlışı düzeltmek için mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim...